1984 - Kitap Alıntıları


- 21/07/2017 08:30

Bir sözcüğün karşıt anlamlısına ne gerek var ki? Kaldı ki her sözcük karşıtını kendi içinde barındırır. Örneğin; 'iyi' sözcüğü varken 'kötü' sözcüğüne neden gerek duyalım ki? 'iyideğil' dersin, olur biter;hatta daha da iyi olur. çünkü 'iyideğil' 'iyi'nin tam karşıtı 'kötü' ise tam karşıtı değil. ya da iyi'nin yerine daha güçlü bir sözcük istiyorsan 'mükemmel' ve 'fevkalade' gibi belirsiz ve yarasız sözcük kullanmanın ne anlamı var ? 'Artıiyi' aynı anlamı karşılıyor; ya da daha da güçlü bir sözcük istiyorsan, 'Çifteartıiyi' diyebilirsin.


- 27/01/2017 00:30

Üç süper devletten hiçbiri ağır bir bozguna uğrama riski taşıyan bir harekâta girişmez. Geniş çaplı bir harekâta kalkışacaksa da bu genellikle bir müttefike baskın yapmak biçiminde olur. Üç devletin izlediği ya da izler gibi göründüğü strateji aynıdır plan,çarpışmalar, pazarlıklar ve iyi zamanlanmış ihanetleri bir arada yürüterek, rakip devletlerden birini tümüyle kuşatan bir üs çemberi oluşturmak, sonra da o devletle bir dostluk antlaşması imzalayarak her türlü kuşkuyu gidermek üzere yıllarca barış içinde kalmaktır bu süre boyunca tüm stratejik noktalarda toplanacak atom bombası yüklü roketi en sonunda aynı anda ateşlenecek ve düşmana karşılık verme olasılığı tanınmayacaktır. İşte o zaman öteki süper devletle bir dostluk antlaşması imzalanarak yeni bir saldırıya hazırlanacaktır


- 09/08/2017 12:30

Tarih kitaplarındaki her sözcük, dahası tartışmasız kabul edilen şeyler bile tümüyle hayal ürünü olanilirdi.


- 01/09/2017 20:30

Trajedinin, eski zamanlara, mahremiyet, sevgi ve dostluğun hala var olduğu, aile üyelerinin nedenini bilmeye gerek duymadan birbirlerine arka çıktıkları bir zamana ait bir şey olduğunu anlıyordu.


- 30/05/2017 03:30

İşin asıl korkunç yanı, farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil, haklı olabilecekleriydi. İki kere ikinin dört ettiğini nereden biliyorduk ki? Yerçekimi diye bir şey olduğunu nereden biliyorduk ki? Geçmişin değiştirilemez olduğunu nereden biliyorduk ki? Madem geçmiş de, dış dünya da yalnızca zihinlerdeydi, madem zihin de denetlenebiliyordu, söylenecek ne kalıyordu ki geriye?