Timur Selçuk, Türkiye'deki pop müziğe beklenilenden önce yenilikler taşımayı becermiş bir sanatçı. Selçuk'u aslında yalnızca bir "sanatçı" olarak anımsamak doğru olmaz. O, besteci, piyanist ve şarkıcı olmanın yanında; bir eğitmen ve müzik yazarı. İşte, tüm bu özellikleri birarada yaşatan neredeyse hiçbir başka isimden söz etmek mümkün değil. Sanatçının, ünlü üstad Münir Nurettin Selçuk'un oğlu olması bu düzeyi oluşturmasında, ona önemli bir katkı getiriyor. Ancak, Timur Selçuk'un müzik anlayışı ve üretim serüveninin uzun yıllar önce, babasının anlayışından farklı bir mecraya kaydığını hepimiz biliyoruz. Selçuk, bu babadan hep feyz almış, ama onun müziğine bile yeni ve deneysel boyutlar kazandırmayı bilmiştir.

Nitekim, Timur Selçuk'un şarkıları yenilenme, evrilme döneminin en gözle görülür, düzeyli örnekleridir.

Sanatını baştan beri kuşatan hümanizma, yapıtlarına derinlemesine siner. Selçuk'un ayrıcalığı, ticari pop'a hiçbir zaman ödün vermemesidir. Kendi ilkeleri, endüstriyel kuralların hep önünde gider. Onu öncelikle "müzik adamı" yapan bu özelliğidir...