Globalleşme süreci finansal pazarların entegrasyanu sonucu işletme faaliyetlerinin son yıllarda yeni boyutlar kazanması, finansal kaynak ihtiyacını giderek artırmıştır. Bu küreselleşmenin doğal sonucu olarak bankalar yeni risklerle karşılaşırken işletmelerin yeni ürün, yöntem geliştirme ve uygulama arayışları fon ihtiyacını daha da artırmakta, böylece işletmelerde sermaye yapısı borçlar lehine gelişirken, fırma başarısızlıklarının da önemi artmaktadır.Bir zaman seçkin sınıf hizmet sunan bankalar günümüzde küçük tasarruf sahini dahil olmak üzere geniş kitlelerle ilişkilerinde farklı davranış şekillerini-sosyal kültürel, organizasyonel-birleştirmektedirler. Öte yandan bankalar rakiplerin politik karar organlarının kredilendirildiği yurt içi ve yurt dışı çevrelerin rakiplerin politik karar organlarının baskısı altında faaliyet gösterirler. Bu koşullar altında bankacılıkta müşteri açısından pazara yönelik olmayan kredi yönetiminin başarı şansı sınırlıdır. Ticaret ve endüstrinin kaynak ihtiyacını karşılamada önemli fonksiyonları bulunan kredi kurumları aynı zamanda ekonomik yapının gelişme yönünü belirlemede de politik karar organları karşısında anonim bir güç ve baskı grubu olarak yer alırlar. Sözkonusu kurumların başarısızlığından da ekonomide geniş bir kesim olumsuz etkilenmektedir. (...)