Büyük Besteciler

FİYAT BİLGİSİ

Fiyat Bilgisi Yükleniyor


Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.

Kitap ile ilgili henüz alıntı paylaşılmamış.

Kitap Bilgileri

Kitap Yazarı Harold C. Schonberg
Yayınevi Doğan Kitap
ISBN 9786050914337
Sayfa Sayısı 624
Tür #müzi̇k #tari̇h araştirma


Tuhaf bir biçimde tatlı, kibar bir kişi olan Haydn, hiç düşman edinmedi. İyi huylu, çalışkan ve cömertti, iyi bir mizah anlayışı vardı, aşk işlerini bir beyefendi gibi hallederdi, ömrünün sonuna doğru biraz göz sorunu ve romatizma dışında sağlığı iyiydi. İyi bir eğitim almamış olabilir, çok okuyan biri değildi; ama sağduyusu güçlü, pratik bir adamdı. Namusluydu ve entelektüel olarak da dürüsttü – Mozart’ın adı geçtiğinde, “Dostlarım yeteneğim konusunda beni genellikle pohpohlar, ama o benden çok üstündü” diyebilecek kadar dürüst. (…) 1781’de yirmi beş yaşındaki Mozart’la karşılaşması, gelişiminde önemli bir kamçı oldu. İki deha birbirlerine hayran kaldı. Mozart altı yaylı çalgılar dörtlüsünü (No. 14-19) Haydn’a ithaf etmenin yanı sıra, sözleriyle ve eylemiyle onu destekledi de. Bu yüzden, Viyana’da çalışan piyanist Leopold Kozeluch bir Haydn dörtlüsünün bir pasajıyla alay edip, “Ben onu böyle yazmazdım” deyince, Mozart “Ben de yazmazdım. Niye, biliyor musunuz? Çünkü ikimizin de böylesine kusursuz bir düşüncesi olmazdı” diyerek sözünü kesti. Haydn da karşılığını verdi ve kendi huzurunda Don Giovanni eleştirilince, “Bu anlaşmazlığı halledemem, ama şunu biliyorum: Mozart dünyanın şu anda sahip olduğu en büyük bestecidir” dedi.



Tanıtım Bülteni: 



Klasik müzik bestecileri konusunda temel bir başvuru kaynağı...

Harold C. Schonberg, ilk kez yayımlandığı 1970 yılından beri klasik müzik bestecileri konusunda temel başvuru kaynaklarından kabul edilen bu kitabında, Monteverdi’den 1990’ların tonalistlerine kadar, Bach, Mozart, Beethoven, Schumann ailesi, Stockhausen, Cage, Messiaen, Copland ve Stravinsky gibi büyük bestecileri, hayatlarından anekdotlarla ele alıyor. Ayrıca Gilbert ve Sullivan ile Strauss’lar gibi, hafif müziğin yaratıcılarını da unutmuyor.

“… müziğin insanla açıklanabileceğine, aslında insanla açıklanması gerektiğine inanıyorum. Zira bir insanın müziği, kendisinin bir işlevidir, zihninin bir yansıması ve içinde yaşadığı dünyaya tepkisidir. Jean Paul gibi yazarlara düşkünlüğünü, Davidsbund olarak bilinen uydurma arkadaş grubunu ve delirmekten duyduğu saplantılı korkuyu bilmeden Robert Schumann’ın müziğini nasıl anlayabiliriz? Nasıl ki Rembrandt’ın, Cézanne’ın ya da Picasso’nun tablolarına baktığımızda dünyayı ve diğer varlıkları onların gözünden görüyorsak, aynı şekilde Beethoven’in, Brahms’ın ya da Stravinsky’nin müziğini işittiğimizde de dünyayı onların kulakları ve zihinleri aracılığıyla yaşarız.”