Canım Aliye, Ruhum Filiz

FİYAT BİLGİSİ

Fiyat Bilgisi Yükleniyor


Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.

- 29/04/2017 23:30

Mamafih neşe insanın içinde bulunduktan sonra, hayat onu ne kadar meydana çıkmaktan men etse, ne kadar boğmaya çalışsa yine ilk fırsatta kendini gösterir.


- 05/05/2017 13:30

Yaşımın yirmi sekiz olması bir şey ifade etmez, dertli seneler beni belki kırk yaşına gelmiş kadar ihtiyarlattılar. Senin cildin iyi kremler kullanılarak güzelleşir. fakat benim kayıp olan senelerimin geri gelmesine imkan yok.


- 29/08/2017 05:30

Yazarken hava bulutlu idi. Diyorsun ama, belli ki senin için güneşli imiş.


- 18/01/2017 06:30

Başka bir insanı bahtiyar edebilmek,kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır.


- 25/07/2017 18:30

" Ah Aliye, benim güzel, iyi kalpli Aliye'ciğim, bana bir daha sakın o mektubuna benzer mektuplar yazma. Ben hayatımda o kadar ağır laflar dinlemeye mecbur oldum, bunlara o kadar sessizce tahammül ettim ki sevdiğim, uğruna hayatımı bile verebileceğim bir insanın bana en ufak bir sitemi beni bugün fevkalade yaralıyor. Açık bir yaraya fiske vuruluyormuş gibi oluyor. Şimdi düşündükçe,senin ve benim üzülmemize (bir hiç yüzünden) sebep olanlara kızıyorum adeta..."


Tüm alıntıları göster

Kitap Bilgileri

Kitap Yazarı Sabahattin Ali
Yayınevi Yapı Kredi Yayınları
ISBN 9789750826672
Sayfa Sayısı 160
Tür #edebi̇yat #mektup

Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Aliyi yakından tanımamızı sağlıyor.

"Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle olacak ve başka hiç kimse karışmayacak."

Tarihsiz bir mektuptan...
"Sen nasılsın? Keyfin yolunda mı? Sevgilim, Filizim nasıl? Onun bir fotoğrafçıda, hiç olmazsa vesikalık bir resmini çıkartıp gönder. Kendinin de bir resmini yolla. İkinizi de fevkalade göreceğim geldi."
-24. VIII. 1944 tarihli mektuptan-