P>Sandal süratle yükselmeye başladı, fakat birden ta vadinin üzerinde yığılmış bıraktıkları bulutları tepelerinde buldular. Ordan burdan koşuşup çarpışan, denizde küçük kasırgalar yapan rüzgârların hiddeti artıyordu. Sonra rüzgâr yalnız bir yönden kuvvetli ve ıslak esti, önünden, denizde siyahlanan bir ürperti gölge gibi koşuyordu. Sessizliğe alışmış kulaklar, rüzgârların tepelerde ağaçları hırpalayarak estiklerini işitiyordu. Bulutlar birden gazaba gelmişler, korkunç olmuşlar, havalanıyorlardı.- Ay yağmur! dediler.İlk birkaç damla gelmişti. Sonra yağmaya başladı. Önceleri denizde her damlanın düşüşü görülüyordu. Suat: "Aman çabuk, çabuk, fena ıslanacağız!"diye telaş ediyordu, sonra yağmur artık hırsla ve sel halinde düşmeye başladı. Fakat ancak üç dakika sonra yalıya yetiştiler.Süreyya: "Vah vah, bizim lüfer seferi yandı!" diyordu. Sonra bulutlara bakarak başını salladı:- Bu gece ay dörtten sonra çıkacak, o zamana kadar...
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.