1984 yılından beri süre gelen manzaraları ne yazık ki geçmişte olduğu gibi bugün de kahredici boyutları ile yaşamaktayız. Öyle görünüyor ki bu istem dışı çirkin senaryoları daha da yaşamaya devam edeceğiz.
Ben PKK saflarında 3.5 yıl kalarak sayısız eylem türü pratiksel icraatlarda bulundum. Eylem tabiri katliamlara, subjektif ajan tanımlamalarıyla hiç bir günahları olmayan kardeşlerimiz üzerinde yürütülen iç infazlara ölüm komplolarına dek varan yetki kavgalarına ve gözü gerçeklere kapalı Türk ve Kürt kökenli insanlarımıza lanse edilen bacı kardeş ilişkilerine karşı yaşanan yozlaşmalara en iğrenç boyutlarıyla tanık oldum.
Şimdi "Türkiye'de demokrasi yok" diyenlere güzel bir şey örnek teşkil etmek için dimdik ayakta canlı bir şekillde duygularını düşüncelerini tüm Türk Milletine dilediği gibi çekinmeden aktaran şahsımı gösteriyorum. Gerilla'nın "G" harfinden sosyalizmin "S" harfinden dahi haberdar olmayan bazı kalemşörlerin PKK'nın gizli köleliğini kabul görüp Mehmetçiği lekelemeye çalışmalarını oldukça düşündürücü buluyorum.
Ancak ben şu kanıdayım ki gerçekleri görmenin zamanı gelmiştir. Burada en büyük görev ben ve benim konumumda bulunan arkadaşlarıma düşmektedir. Eminim Apo'nun kişilik yapısı ve PKK'nın giz olarak kalan savaş zihniyeti açığa çıkınca (PKK'nın taşeronlarından bahsediyorum), sözde Avrupa insan hakları dernekleri ve içine düşmüş oldukları hatalarının farkına varacaklardır.
"Ürperten İtiraflar"ım PKK'yı ve Türkiye Cumhuriyet'i Devletini açık dille anlatmaktadır.
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.