İSKENDER - Kitap Alıntıları


- 20/08/2017 13:30

Hapishane, tımarhane fark etmez. Ahenk varsa içinde en berbat yer bile sana vaha olur. Ahenk yoksa cennette bile rahat edemezsin.


- 07/08/2017 00:30

"Yine de, diye eklerdi Annabel, boş bir fantezi bu, çünkü aslında karmaşık olmayan kadın yoktur. Kadınlar ikiye ayrılır, derdi. Bariz biçimde karmaşık olanlar ile karmaşık olduğu ilk bakışta anlaşılmayanlar."


- 10/05/2017 19:30

"Sözcüklerin başa bela olduğuna inanırdı. Onlar yüzünden insanlar ha bire birbirlerini yanlış anlıyordu. Dile bağımlı olanlara, mesela gazetecilere, avukatlara, yazarlara güvenmezdi. Kelimelerin önemsiz yahut ikincil olduğu şeyleri severdi – resimler, el işleri, ninniler, yemek tarifleri gibi. "


- 30/08/2017 21:30

Gazete küpürünü ikiye katlıyor, sonra da büküyorum. Bir dikdörtgen, bir kare, iki üçgen... Köşeleri birleştirip üçgenleri ayırıyorum. Kâğıttan bir gemi oluyor. Yere bırakıyorum. Ne yüzdürecek su var ne de yelkenleri dolduracak rüzgar. Sanki betondan yapılmış. Hiç bir yere gidemiyor. Tıpkı göğsümdeki ağrı gibi.


- 02/09/2017 02:30

Belki de göçmen olmak böyle bir şey. Her yabancı çekinir yeni bir dil öğrenmekten. Hele deyimler; onlar en kötüsü. "Tahtalıköy"ün anlamını çıkarmaya çalıştığınızı tahayyül edin. "Tahta"nın ne olduğunu öğrendiniz diyelim, "köy"ün ne olduğunu biliyorsunuz, ama ne kadar uğraşırsanız uğraşın deyim bir anlam taşımayacaktır eğer dile yabancıysanız.