"Gerçeklik, meçhule giden yolda bir ilk adımdır
sadece ve bu yolda pek fazla ilerlememiz mümkün
değildir. En iyisi bilmemek, mümkün olduğunca az
düşünmek, kıskançlığa en ufak bir somut ayrıntı
sunmamaktır. Ne yazık ki, dış dünya olmasa da
iç dünyamız bazı olaylar çıkarır karşımıza; Albertine
gezintiye çıkmasa da, tek başıma düşüncelere
daldığım zaman bulduğum bazı tesadüfler, bazen
bana gerçekliğin küçük parçalarını sunuyordu;
bu küçük ayrıntılar, tıpkı birer mıknatıs gibi,
meçhulün bir parçasını kendilerine çekerler ve
o andan itibaren, meçhul bize acı vermeye başlar."
Kayıp Zamanın izinde'nin bu cildinde anlatıcı, evine
tutsak ettiği Albertine'e tutsak düşüp arzunun ve
kıskançlığın girdaplarına dalarken okuru da
peşinden sürüklüyor: sokak satıcıları, burjuvazi,
Vinteuil Sonatı, sütçü kız, uyku ve düşler,
Bergotte'un ölümü, geçmişte kalan Balbec'le
düşlenen Venedik arasında bir Paris...
Girdaptan çıktığında ise iş işten geçmiş,
başkahraman Zaman, perdeyi kapatmıştır bile.
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.