(...) Kitapta benim ilgimi çeken şeylerden biri de şu: Esasında mühendislerin bu kadar iddialı olmalarının en önemli sebeplerinden biri kafalarmda kurguladıkları bir "genel yarar" tanımı.
Bugün hükümet gecekondu mahallelerini yıkarken de bir "genel yarar"dan söz ediyor. YÖK, üniversitelere başörtülü kızları almama kararmı gene aynı "genel yararca bağlıyor. Ama bu "genel yarar"a ilişkin siyasi ve toplumsal müzakere süreçlerine ilişkin çok az şey tartışılıyor.
Bu konudaki paradigmalar o yüzden ancak aşırı radikal, şiddetli müdahalelerle olabiliyor. Bir toplumun uzun süredir aşağı yukarı aynı şeyleri hep tekrar eden aynı türden kesintilerle tartışıyor olması biraz hastalıklı bir durum değil mi?
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.