"Türk basını, hiç kuşkusuz, 80 sonrasındaki genel yozlaşmadan, nasibini almıştır; holding gazeteciliği, teknik ve cafcaflı bir terminoloji, bitmez tükenmez toplantılar, başdöndürücü bir iletişim ve ulaşım kargaşası içinde; aslında gazetecinin 'namusu' ve 'haysiyeti demek olan 'fikri' ya satın alıyor, ya gargaraya getiriyor; protokol şölenini siyasi yorum, telefon muhaveresini başyazı diye yazanlar çıktı; buna rağmen 'fıkra' -belki de sadece bizde- yerini ve önemini korumaktadır; bu istikametten bakıldığı zaman da, 'elfazı düzgün' ancak birkaç ad zikredilebilir.Tabii en başta Hasan Pulur... (...)
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.