(...) Gerçekte cemaatin etnik ve dil bütünlüğünün herhangi bir şekilde ihlali, din adma yapılmış olsa bile tepki yaratır ve inanç birliğini bozardı; Ortodoks Patrikhanesinin on sekizinci yüzyılda varolan etnik kiliselerin ve din okullarının Helenleştirilmesi yoluyla Bizans'ı yeniden canlandırmaya çalıştığında olduğu gibi Kilisenin otoritesinin yıpranmasına yol açabilirdi. Bu uygulama Bulgarlar'da olduğu gibi Rumca konuşmayan Hıristiyanlar arasında korumacı bir tepkiye neden olmuş ve Bulgar Eksarhlığı'nın kurulmasına yol açmıştı. Etnik grupların milletler içinde var olabilmeleri güvence altına alınmıştı ve kırsal köy ve kentsel mahalle cemaatlerine dayalı olarak bir yerel yönetim sistemi ile güçlendirilmişti. Milletin temel örgütsel birimi, daha evvel de belirtildiği gibi, aileye dayalı cemaatti ve cemaat her şeyin ötesinde aynı inanca sahip ve çoğu durumda aynı dili konuşan kişiler topluluğu anlamına geliyordu. Bir bölgedeki köyler tekbir topluluktan oluşma eğilimi gösterse de aynı bölgede kendi cemaat önderleri altında birkaç farklı topluluğun bulunması mümkündü. (...) -Kitabın içinden Sayfa 147-
Kitap ile ilgili henüz yorum yapılmamış.