Dünyanın giderek küçük bir köy haline geldiği günümüzde küreselleşme yalnızca ekonomik bir olgu değil kültürel, siyasal, sosyal, hukuki ve uluslararası boyutlar kazanmış bir kavram.

Son yıllarda dünyada yaşanan eğilimler; "küreselleşme" veya "globalleşme" gibi kavramlarla ifade edilen sürecin, toplumumuzda giderek daha fazla önem kazanmasına ve toplumsal hayatımızı yönlendirmesine neden olmaktadır. "Küreselleşme", mali piyasaların ve ileri teknolojinin yönlendirdiği, ülkelerin farklı birikimler ve etkinliklerle yeni dengeler aradıkları dinamik bir süreçtir. Bu süreçte ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve sosyal ilişkiler yaygınlaştığı ve aradaki kutupların çözülüp ticaret ve sermaye hareketlerinin uluslar ötesi bir içerik kazanarak, milli devlet olgusunu ortadan kaldıran bir kimliğe büründüğü görülmektedir. Çıkarlar, sınır ötesi grupları ve değişik milletlere mensup bireyleri, ortak fayda ilkesiyle buluşturmuştur.

Günümüzde "evrensellik"le karıştırılma yanlışına düşülen "globalleşme"yi tanımlayan bu çalışma, küreselleşme sürecinde işletmelerin organik yapılarının nasıl olması gerektiğini ve bu yapıyla birlikte yönetim hayatına giren yönetim fonksiyonlarını sunmaktadır.